Hani dünya üzerinde kalpleri cehennem ateşiyle yakan bir hastalık varmış. Şeytan kulağına kurşun, ismine aşk derlermiş. Bu illet asırlarca bütün dünyaya hâkim olan bir dertmiş, bilgeler, âlimler, hiç kimse bunun elinden kurtulamazmış.

Bir gün, bir evin kapısına bırakılan ve kimsesiz bir kız olan Serap’ı, o evin sahipleri evlat edinir ve büyütür. Doğumundaki şansızlık onu büyürken terk eder ve bir ailesi olur. Serap yıllar geçtikçe dillere destan bir güzellikle donatılır. Ancak kimsesizliği her yerde önüne çıkar ve iki nişanlısı tarafından terk edilir. Böylece kırılan gururuyla kendisinden otuz yaş büyük bir Beyefendi ile evlenir. O günden sonra her şey altüst olur.

Aşk, Serap’ın ruhunda ezelden beri yanan kızgın bir ateştir fakat kader onu,  bu karanlıkta yaratılan bir insanla karşılaştırır.

Böylece, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.