Eser; İslam hukukunda esas olan, aksi kanıtlanmadığı sürece bir şeyin mübah olması prensibinden yola çıkarak (el-asl fi’l-eşya el-ibaha) kültürel pazarların baskısı altında bu ilkenin nasıl tersine döndüğünü ve günümüzde güvensizlik ilkesinin esas alınarak her şeyin ancak yetkili bir helal sertifikası ile meşru kabul edildiği çarpıcı bir düzenin kurulduğunu ortaya koymaktadır.

Araştırmanın hukuki odak noktası ise İslam hukukunun, sermayenin düşük maliyet ve verimlilik talepleri karşısındaki kırılganlığıdır. Helali ikili ayrımın ötesine taşıyarak çevresel etkiler ve işçi haklarını kapsayan bir ahlak anlaşıyla beraber derinlemesine analiz etmektedir.

Kitap gerek İslam hukuku alanında çalışan gerekse iktisat, sosyoloji ve sosyal bilimler ile ilgilenen akademisyenlerin yanı sıra helal kavramının modern dünyadaki dönüşümünü anlamak isteyen araştırmacılar, öğrenciler, finans uzmanları ve düzenleyici kurumlar için bir referans kaynağı olabilme niteliğine sahiptir. Modern çağda helal kavramının ardındaki hukuki, etik ve iktisadi dönüşümleri yeniden düşünmek isteyen herkesi, helale dair ezberleri sarsacak bu eseri keşfetmeye davet ediyoruz.