Hayat, bir labirenttir. İnsan bu labirentte yürürken ardında ayak izleri, geride ise pişmanlıklar, kavgalar, sevinçler ve yarım kalmış hayaller bırakır. Bazen yük taşır, bazen mutluluk, bazen de hiçbir şeye anlam veremeden savrulur. Dünyanın sırtımıza yüklediği hamallıkla ezilirken, vicdanımızın derinliklerinde kopan sessiz çığlıklar çoğu kez duyulmaz.
Ama her şey, bir gün kar kütlesi gibi üzerimize yığılır. Hayaller göçük altında kalır, umutlar tabutlarla içimizden çıkar. İnsan, bu acı yolculukta aslında kimin için, ne için yaşadığını sorgulamaya başlar. Ömrün heybesine kattıkları, yalnızca bir sınavın şahitliğidir. Ve geriye dönüp bakıldığında tek bir soru kalır zihinde: Sizin yolculuğunuzun sonunda heybenizde ne kalacak?