Sovyet devriminin, başlangıcı Lenin`in hastalığı ve "Troçkizme" karşı kampanyanın başlangıcı ile aynı zamana denk gelen ikinci dönemini özellikle ayrıntılı olarak ele aldım. Epigonların iktidar mücadelesi, kanıtlamaya çalışacağım gibi, yalnızca bir kişilik mücadelesi değildi; yeni bir siyasi bölümü temsil ediyordu. – Bana sık sık sorulan "İktidarı nasıl kaybettiniz?" sorusunun cevabı buradan doğal olarak geliyor. Devrimci bir politikacının otobiyografisi, kaçınılmaz olarak, Rusya`nın toplumsal gelişimi ve kısmen bir bütün olarak insanlıkla, özellikle de devrim adı verilen kritik dönemlerle bağlantılı bir dizi teorik soruna değinmelidir. Elbette, bu sayfalarda karmaşık teorik sorunları özünde eleştirel bir şekilde inceleyemedim. Kişisel yaşamımda çok büyük bir rol oynayan ve daha da önemlisi, Doğu ülkelerinde böylesine dokunaklı bir gerçeklik kazanan sözde sürekli devrim teorisi, bu kitapta uzak bir ana motif olarak yer alıyor. Eğer bu okuyucuyu tatmin etmezse, diyebilirim ki, devrim sorununun özünde ele alınması, son on yılların deneyimlerinin temel teorik sonuçlarına biçim vermeye çalışacağım ayrı bir kitap oluşturacaktır.