Hayaller bazen bir defterin sayfalarında başlar, bazen bir babanın kaleminden oğlunun yüreğine miras kalır.

“Hayallerin Mirası”, babasının tozlu raflarda unutulmuş kitabını okuyarak yazar olmaya karar veren Kaan’ın öyküsünü anlatıyor. Redlerle, hayal kırıklıklarıyla ve sömürü tuzaklarıyla dolu bir yoldan geçen Kaan, pes etmek yerine kendi yolunu açar: genç kalemlere ışık tutacak bir yayınevi ve ardından “Fikir İzleri Akademi”.

Bir yandan aşkın karmaşık duygularıyla yüzleşen, diğer yandan annesinin kaybıyla sınanan Kaan, her defasında yeniden ayağa kalkmayı öğrenir. Çünkü onun için yazmak sadece bir tutku değil, bir yaşam biçimidir.

Sonunda, bir metro vagonunda babasının kitabını okuyan bir yabancıyla göz göze geldiğinde, Kaan anlar: Hayaller gerçek olduğunda yalnızca sahibine değil, dokunduğu herkese aittir.

Bu kitap; düşlerinin peşinden gidenlere, kalemini cesaretle tutanlara ve bir satırla bile dünyayı değiştirebileceğine inananlara adanmıştır.