Günümüzde kültürel çeşitliliğin hızla artmasıyla birlikte farklı kimliklerin bir arada yaşadığı toplumlar, eğitim sistemlerinde yeni ve önemli bir anlayış benimsemeye başlamaktadır. Bu anlayış, erken çocukluk eğitiminde çokkültürlülük perspektifinin benimsenmesini beraberinde getirmektedir. Çokkültürlülük, yalnızca farklı dil, din, etnik köken veya yaşam tarzlarına göre değil, aynı zamanda bu çeşitliliğin toplumları daha zengin ve güçlü kılma potansiyelini taşımaktadır. Erken çocukluk eğitimi, bu süreçte hayati bir rol oynamaktadır. Bu dönemde çocuklar, yalnızca kendilerine ait kimlikleri değil, aynı zamanda çevrelerindeki farklı kimlikleri de tanımaya başlarlar. Çokkültürlü eğitim anlayışı, bu farklılıkların kabul edilmesini teşvik etmektedir.
Bu kitap, erken çocukluk eğitiminin, çokkültürlü bir toplumda nasıl daha etkili bir şekilde uygulanabileceğine dair farklı bakış açıları ve uygulamalı öneriler sunmayı hedeflemektedir. Eğitimciler, akademisyenler ve konuyla ilgilenen tüm okurlar için, erken yaşta çokkültürlü bir yaklaşımın ortaya çıkması adına rehber niteliğindedir. Her bölüm, konuyla ilgili veriler, analizler, güncel araştırmalar ve eğitim uygulamalarıyla donatılmıştır. Yazarlar, erken çocukluk eğitiminde çokkültürlülüğün gücünü ve potansiyelini vurgulayarak, geleceğin eğitimcilerine ve yeteneklerine ilham vermeyi hedeflemektedir. Bu yolculukta, erken çocuklukta çokkültürlülüğün gücünü keşfederken, karşılaştığımız sorunları da fark etmeye ve çözüm üretmeye çalıştık. Toplum olarak, farklı kültürlerin bir arada barış içinde var olabilmesi için, erken yaşlardan itibaren evrensel değerlerin öğretilmesi ve içselleştirilmesi bir gerekliliktir.