Ekoloji Perspektifinden Kültür, Edebiyat ve Dil Çalışmaları

384,75 TL
Yayınevi Liste Fiyatı:
405,00 TL
Stok Adedi: 5

Tükendi

Stok Alarmı

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, teknolojik ilerlemelerin ve artan nüfusun beraberinde getirdiği çevresel sorunlar, insanlığın sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişelere yol açar. Günümüzde insanlık, teknolojik ilerlemelerin bir silah işlevi gördüğü, bununla solunan havanın, içilen suyun zehirlendiği, radyasyonun canlı hücreleri öldürdüğü,  çevreyi tehdit eden birçok faktörün ortaya çıktığı ve yaşam alanlarını tehlikeye attığı gerçeğiyle karşı karşıyadır. Böyle bir tabloda dünya küreselleştikçe ve küresel ısınma gibi çevresel sorunlarla karşı karşıya kaldıkça, ekolojik hareketin, ekolojik bilinçlenme ve ekoloji çalışmalarının önemi de artmaktadır.  Küresel ısınma, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem bozulması gibi bahsi geçen krizler, insan-doğa ilişkisini yeniden değerlendirme ihtiyacını gündeme getirir. Gelecekte doğa ve toplum arasındaki ilişki, insan kültürü ve toplumsal yapıları oluşturan tüm unsurlar üzerinden ele alınarak tartışılmaya çalışılır. Bu bağlamda, doğa, kültür, dil ve edebiyat arasındaki iletişim; toplumsal yapılar ve insan gelişimi üzerinde ayrıntılı araştırmaların yapımına zemin hazırlar. Çevre sorunlarının multidisipliner bir nitelik taşıması nedeniyle, fizik, kimya, biyoloji, mühendislik, sosyal ve beşeri bilimler gibi farklı disiplinlerden araştırmacılar, ortak bir çaba içinde çözüm arayışlarına yönelir. İnsan-doğa ilişkileri, fiziksel bir etkileşimin ötesinde, kültürel, toplumsal ve psikolojik boyutlarıyla ele alınarak daha bütüncül bir anlayışa ulaşılmaya çalışılır. Ekosistemin sürdürülebilirliği ve çevresel sorunların çözümü, küresel ölçekte ekolojik bir bilincin geliştirilmesine bağlıdır. Bu bağlamda, insan-doğa ilişkisini sorgulayarak bireyleri ekolojik farkındalığa yönlendiren çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda ekoloji odaklı kültür, edebiyat ve dilbilim çalışmaları kendi metodolojisiyle çevre sorunlarına çözüm bulmak, bilinç ve davranış değişikliği oluşturmak için yaklaşımlar geliştirir. Ekolojik kültür, insanların doğayla olan ilişkilerini belirleyen ve çevresel değerlere dayanan bir yaşam tarzını ifade eder ve bu kültür, insanların doğal kaynakları, ekosistemlerin dengesini koruma ve sürdürülebilirlik konusunda bilinçli olmalarını sağlar. Çevre tahribatının kurmaca metinlerde işlenmesiyle bir eleştiri akımı olarak görünür olan ekoeleştiri, ekoloji ve edebiyatın kesiştiği,  edebiyat disiplini çevre sorunlarına çözüm bulmak, çevreye karşı bilinç ve davranış değişikliği oluşturmak amacına hizmet eder. Ekoloji ve dilbilimi bir araya getiren ekodilbilim de dil ve çevre arasındaki etkileşimi inceleyen bir disiplindir; çevrenin dil üzerindeki etkisini, dilin sosyal ve kültürel çevreyle olan ilişkisine odaklanılır. 
Bu çalışma kültür, edebiyat ve dil bilimi çalışmaları üzerinden Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ndeki 13. İklim Eylemi hedefi doğrultusunda, iklim değişikliği gibi küresel bir krize karşı farkındalık yaratmayı ve sürdürülebilir yaşam için harekete geçirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın temel motivasyonu, konusunun evrenselliği ve insanlığa katkıda bulunma potansiyeliyle birlikte insanlığın ortak geleceği için gerekli olan çevresel duyarlılığı artırma isteğidir. Bu motivasyonla tasarlanan çalışmanın “Ekolojik Kültürün İnşası: Tarihsel, Psikolojik ve Edebi Yaklaşımlar” adlı birinci bölümünde  Badegül Can Emir, “Kültürel Aktarımdan Ekolojik Bilince: 20. Yüzyıl Rusya’sında Ekolojik Kültürün İnşası” adlı çalışmasında, ekolojik kültürün Rusya’daki oluşum sürecini inceleyerek çevre sorunlarının çözümünde kültürün yerleşmesinin önemini vurgular. Sorumluluk bilinci, dünya görüşü ve insan bilincinin dönüşümünün gerekliliğine işaret eden çalışmada, düşünce, gelenek, edebiyat gibi aktarıcıların bu dönüşüme katkı sağlayarak bireyde ekolojik bilinç geliştirmedeki rolüne de dikkat çekilir. Eda H. Tan Metreş “Sovyetler’de Ekolojik Kültürün Savunucusu Aleksandr Bogdanov (Kızıl Yıldız ve Tektologiya Eserleri Örneğinde)” adlı çalışmasında insan ile doğa arasındaki ilişkiyi özellikle ekolojik dengeler bağlamında ele alan Aleksandr Bogdanov’un ekolojik ve kültürel tasavvurunu Kızıl Yıldız ve Tektologiya eserleri üzerinden anlatır. Bahsi geçen eserler proleter kültür ve bilimin evrimsel bir uzantısı olarak, doğanın örgütsel karakterini keşfedebilecek olası evrensel teorilerdir. Orçun Alpay “Ekokültürel Psikoloji Bağlamında Andrey Bitov`un Ermenistan Dersleri’ni Okumak” adlı çalışmasında Çağdaş Rus yazarlardan A. Bitov’un on günlük Ermenistan seyahati kapsamında alfabeden anıtlara, köprülerden dağlara, insanlardan adetlere kadar ülkenin başta kültürü, yaşamı ve doğasıyla girdiği ekokültürel etkileşimin psikolojik yansımalarını incelemiştir. Kültürü, “saygı duyma yeteneği” şeklinde tanımlayan A. Bitov, kültürleşme yolculuğunda, yabancı bir kültürü deneyimlerken eko-kültürel mekanlar ve yerel toplumla tanışarak, onlar gibi yaşayıp, onlar gibi yiyip içerek bağ kurduğu bu yeni kültüre davranışlarıyla adepte olur. 
Çalışmanın “Ekoeleştirel Perspektiften Rus Edebiyatı İncelemeleri” adlı ikinci bölümünde K.Sinem Küçük, “Ekoeleştiri Işığında Çehov Oyunlarında Doğa ve İnsan” başlıklı çalışmasında doğa ve insan arasındaki ilişkiyi, Anton Çehov’un  Orman Cini, Martı, Vanya Dayı, Üç Kızkardeş ve Vişne Bahçesi adlı seçili oyunlarındaki kahramanlar aracılığıyla ekoeleştiri ışığında incelemektedir. Çehov’un oyunlarındaki kahramanlar, doğayla duygusal bağ kuran, kayıtsız kalan, kentleşmeyi savunan karakterlerin yanı sıra “ekolojik keder” veya “ekolojik kaygı” taşıyan figürlerle de çeşitlenir. Bu farklı karakterler aracılığıyla Çehov, doğa ve insan ilişkisini derinlemesine sorgulatmaktadır.  Özlem Ünsal “Konstantin Paustovki’nin Sanatındaki Doğa-İnsan İlişkisine Ekoeleştirel Bir Bakış: Bir Orman Hikayesi Örneği” adlı çalışmasında doğa-insan ilişkisini Konstantin Paustovski’nin Bir Orman Hikayesi’ni ekoleştiri bağlamında; kendini geleceğe yaşanabilir bir doğa bırakmaya adayan kahramanlar, vatan ve doğa sevgisi ekseninde kesişen hayatlar vb. yönleriyle öne çıkarır. Eserde doğa-insan ilişkisini derinleştirerek doğa ile sanat arasındaki olumlu etkileşim, insanın doğaya zarar vermesinin bilimsel açıklamaları ve ekolojik benlik gelişimi vurgulanır.  Rahman Özdemir “Arkadi ve Boris Strugatski’nin Uzayda Piknik Adlı Eserinin Ekoeleştirel Okuması” adlı çalışmasında Strugarski kardeşlerin, hem insan-doğa ilişkisini derinlemesine irdeleyen hem de ekolojik kaygıları ön plana çıkaran Uzayda Piknik adlı bilimkurgu eserini ekoeleştirel bir yaklaşımla okunur. Uzayda Piknik, uzaylıların dünyayı ziyaret etmesiyle başlayan hikayesinde, insanların doğayı çıkarları için sömürmesinin doğa üzerinde yıkıcı etkiler yarattığını vurgular. Bu durum, eserin ekoeleştirel bir bakış açısıyla ele alınmasına olanak tanır ve insanlara doğa ile etik bir ilişki kurma çağrısı yapar. Halil Yılmaz “Postmodern Rus Edebiyatında Posthümanist Ekoeleştiri: Viktor Pelevin’in Sarı Ok Eseri” alı  çalışmasında, Viktor Pelevin’in Sarı Ok adlı eserini posthümanist ekoeleştiri çerçevesinde ele alır. Posthümanist bakış açısıyla bu çalışmada çevre sorunlarını insan-doğa bütünlüğü temelinde değerlendirir ve doğayı anlatının pasif bir arka planı değil, aktif bir unsuru olarak sunar. Yılmaz, eserde doğanın temsiline, insan-doğa ilişkisine ve tren ekosisteminde antroposantrik unsurların varlığına odaklanarak posthümanist bir ekolojik bilinç arayışını ortaya koyar. 
“Dil, Ekoloji ve Nükleer Söylemler: Söylem ve Eleştiri Perspektifi” başlıklı üçüncü bölümünde Hanife Çaylak’ın, “Sovyetlerin İlk Yıllarında Uygulanan Dil Politikalarının Yelena Basovskaya’nın Eseri Bağlamında İncelenmesi: Dil Ekolojisi Penceresinden Bir Bakış” adlı çalışmasında Yelena Basovskaya’nın eserinden hareketle, Sovyet Dönemi 1920-1930’lu yıllarda uygulanan dil politikaları dil ekolojisi perspektifinden incelenmiştir. Özellikle, Rus dilinin korunması ve diğer dillerin entegrasyonu ile ilgili uygulamaların sosyal ve kültürel etkileri üzerinde durulmuş, dilin çevresel faktörlerle etkileşimi ve dilsel çeşitlilik gibi unsurların göz ardı edilmesinin sonuçları değerlendirilmiştir. Sonnur Aktay, “Ekolojik Söylem Odaklı Haber Metinlerinin İçerik Analizi: Ekologiya İ Jizn Örneği” adlı çalışmasında Ekologiya i jizn dergisinin Eylül 2022 sayısından alınan iki haber metni örneğini ekolojik söylem bağlamında içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Metinlerde, çevresel sorumluluk, sürdürülebilirlik ve doğal kaynakların korunması gibi temalar öne çıkmış, dilsel ögeler (sözcük seçimi, cümle yapıları, değerlendirici ifadeler) leksik-semantik açıdan analiz edilmiş ve medya ekolojik söyleminin bilimsel dil ve evrensel metaforlarla şekillendiği, çevre bilincini artırmayı hedeflediği sonucu öne çıkarılmıştır. Hadi Bak,  “Boris  Zahoder`in  Perişan Coğrafya  ve Dünyada Her Canlı Gereklidir Şiirlerinde Ekolojik Söylem” başlıklı çalışmada da Boris Zahoder`in Perişan Coğrafya ve Dünyada Her Canlı Gereklidir şiirlerinde kullanılan dilsel araçların ve semantik değerlendirmenin, çocukların çevre bilincinin gelişimine nasıl katkı sağladığını inceler. Bahsi geçen şiirlerin barındırdığı çevresel söylemlerle çocuklara doğa sevgisini aşılamada ve çevreye karşı sorumluluk bilinci kazandırmada ne denli etkili olduğunun altını çizer. Şule Nur Kalkavan “Ekodilbilim Perspektifinden Atom ve Nükleer Söylemlerinin Eleştirel İncelemesi: 1961 Pravda Örneği” adlı çalışmasında ise, 1961 yılı ilk yarısındaki Pravda gazetesinde yer alan nükleer ve atom kelimelerinin cümle içindeki anlam değerlerini ve bu söylemlerin ekodilbilimsel açıdan taşıdığı önemi ortaya koymakta ve Sovyet hükümetinin dönemin siyasi ve çevresel söylemleriyle nasıl bir ikili dil inşa ettiğini ve bu dilin çevre bilincinin gelişimine nasıl etki ettiğini göstermektedir.
Yukarıda bahsi geçen ortak çalışmaların bir araya getirildiği bu çalışma, yaşanabilir bir gelecek için, gelecek nesillerin bize emaneti olan bu dünyanın korunduğu yaşanabilir bir dünya hayal etmekte ve bu hayalin gerçekleşmesi için toplumu harekete geçirmeye çalışan, çevre sorunlarına gezegen merkezli bir bakış getiren çalışmalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla bu çalışma çevresel krizlerin üstesinden gelmek için ne yapabiliriz sorusuna cevap arama çabasınının bir ürünüdür. Çalışmanın gerçekleşmesinde bilgi ve deneyimleriyle sürece katkı sunan, destekleriyle yol gösteren hocalarıma, arkadaşlarıma ve değerli araştırmalarıyla katkı sağlayan yukarıda adı geçen tüm meslektaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

Yayınevi : Fenomen Yayıncılık
Yazar : Kollektif
Barkod : 9786255527226
Boyut : 16x24
Sayfa Sayısı : 242
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Yılı : 2025
Cep Boy : Hayır
1. Hamur

Yorumlar

Sonuç bulunamadı.
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.