Tükendi
Stok AlarmıTarihin derinliklerinden bugüne yankılanan bir çığlık: “Eneʼl-Hak!” Hallac-ı Mansur, inancı uğruna hayatını ve canını hiçe sayan bir hakikat yolcusuydu. Onun hayatı, yalnızca bir bireyin trajedisi değil; arayış, direniş ve teslimiyetin, ilahi aşka adanmış bir ömrün öyküsüdür.
Yazar bu metinde Hallac-ı Mansurʼun çocukluğundan başlayarak ilahi aşk yolculuğunun bütün safhalarını, dönemin siyasi ve toplumsal arka planını da göz önünde bulundurarak, akıcı ve titiz bir dille anlatıyor. Dicleʼnin sularına karışan külleriyle ölümsüzleşen
Hallac, sadece bir mistik/sufi değil; insanın, anlam arayışında nelere göğüs gerebileceğinin de en çarpıcı simgelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Aşkı, inancı ve direnişiyle yaşadığı dönemin yanı sıra sonraki yüzyılları da etkileyen Hallac-ı Mansurʼun serüvenini okurken, bir yandan tasavvufi ve içsel bir sorgulamaya yönelecek bir yandan da hakikatin bedeli üzerine tekrar düşüneceksiniz. Dicleʼden Yükselen Feryat: Hallac-ı Mansur, okuyucuyu tarihin ve insan ruhunun derinliklerinde unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor.