Toplumun “akıl hastası” diye damgaladığı bir şair, soğuk duvarlarla çevrili bir klinikte tutulmaktadır. Doktorların bütün çabası, onun “anormal” saydıkları dünyasını parçalamak ve yerine uyumlu, uysal, “normal” bir insan yerleştirmektir. Fakat şair, deli gömleğini yırtıp geçmeye ve kendi hakikatini savunmaya kararlıdır. Witkiewicz’in 1923’te kaleme aldığı bu üç perdelik oyun, psikanalizin sınırlarını hicvederken sanatçının bireysel özgürlüğü uğruna verdiği ölümcül mücadeleyi sahneye taşır. Akıl ile delilik, birey ile toplum, sanat ile iktidar arasındaki çatışmayı grotesk bir üslupla işler. Polonya avangardının en sıra dışı isimlerinden Witkacy, bu eserinde yalnızca tiyatroya değil, bütün bir yüzyıla meydan okuyor: Gerçek deli kimdir? Kurumların elinde tutulan mı, yoksa uyum adına sessizce yok olan mı?