Kızıl saçların sanki kaynağını cennetten alan bir şarap akarsuyu gibi. Sanki bir bardak alıp o parıltılı ve ipeksi saçlarına dayasam -o can çekiştiren saçlarına- içine dökülen şarabı bir dikişte içip ölümsüzlüğe adım atacağım sanıyorum. Beyaz yüzüne yansıyan ışık etrafı ay gibi aydınlatıyor. Sesinin hoş tınısı sanki cennetten gelen bir huriymişsin gibi melodik ve temiz çıkıyor. Sözlerine uzayın ışık görmemiş bir köşesindeki paha biçilmez bir inci misali anlam katıyor. Adının her harfi gözümün önünde canlanıyor.