Orta Asya’da yaşayan Türkleri ilk defa bir İmparatorluk halinde birleştiren Hunlar’ın 2 ayrı dönemde tarih sahnesine çıkışları vardır: Orta Asya Hun’ları (M.Ö. 220-M.S. 216) Teoman Han’la başlayan 38 Türk İmparatoru’nun hüküm sürdüğü Asya’nın en büyük İmparatorluğu. Avrupa Hun’ları (M.S. 375-453) Balamir Han’la başlayan Uldiz, Karaton, Muncuk (Attila’nın babası), Oktan, Rua, Aybars ve Bleda Han’lardan sonra Avrupa Hunları’nın en ünlü lideri ATTİLA. Attila savaşçı hükümdar olmasına rağmen kültür ve sanata düşkündü. Çağın bilginlerini himayesine alırdı. Egemen olduğu kentlerde kültür eserlerine zarar vermedi. Çevresindeki Yunanlı, Germen ve Latin yazarlara değer verdi. Attila, Cengiz Han’dan önce gelen dünya hakimiyetine inanan en büyük örgütçü olarak ün kazandı. Orta Çağın Germen Hıristiyan efsanelerinin kahramanıdır. Yeni Çağ edebiyatında da ayrıcalıklı yeri vardır. Verdi’nin Attila operası, İspanyolların Attila Furiosa (Çıldırmış Attila 1609), Attila Azote de dios (Tanrının kırbacı Attila) adlı tragedyası ve Fransız Corneille’ın Attila tragedyası ünlüdür. Macar edebiyatında da Attila üzerine bir çok yapıt vardır. Attila, çocukluk çağında Roma İmparatorluğu saraylarında gösterişli yaşama içinde eğitim görmüş olmasına rağmen basit bir yaşam sürmeyi yeğledi. Kendisi tahta tabaklarda yer içer, konuklarına altın tabaklarda yedirir içirirdi. Elinizdeki bu biyografik kitapta Attila’yı bir kez daha yakından tanımış olacaksınız.