Yaşanan, kişiye sunulan hayatın bir başkasına tüm yönleriyle aktarılması tam anlamıyla mümkün değildir. Her insanın parmak izi nasıl farklıysa, karakteri ve kaderi de öyledir. Fakat insan, etkileşim içinde olduğu kişilerden çok şey öğrenir. Çünkü tek başına savunmasız ve çaresizdir; daima bir başkasının bilgisine, tecrübesine ihtiyaç duyar.

Bu kitap, bir yazarın içindeki ağırlığı kelimelere dökme, kendi hakikatini arama ve gördüğü eksikliklere, çelişkilere, güzelliklere bir ses olma çabasıyla doğdu. Yazmak, çoğu zaman bir dert taşımanın en estetik biçimi ve sunumudur. İnsan, kelimelerle var olur, onlarla düşünür, şekillenir ve dönüşür. Bu anlamda yazmak; hem kendini hem de dünyayı anlamlandırma uğraşıdır.

Bir kitabın, okuyanın ruhunda ve zihninde bir sarsıntı, bir uyanış, bir farkındalık oluşturması en büyük değerdir. Çünkü iyi bir kitap sadece oyalamaz, aynı zamanda düşündürür, yeni sorular uyandırır, yeni bakış açıları kazandırır. Kitap okumak, kişinin kendi iç yolculuğunda attığı önemli bir adımdır.

Elinizdeki bu eser; okuru süslü cümlelerin peşinden değil, sahici bir hissedişin izinden götürmeyi amaçlıyor. Bir kitabı sadece kahve yanı dekoru olarak paylaşmak, içeriğini kavramadan dikkat çekmeye çalışmak, ruhu büyütmez; sahte bir maskeyle kendini kandırmaktır.

Bu satırlar yazılırken, okuyanın da kendi hayat yolculuğunda durup düşünmesini, içsel bir derinlik kazanmasını umuyorum. Çünkü birikimi ve bilgiyi aktarmak, yalnızca bir meziyet değil, insanlığın geleceğini belirleyen en kıymetli eylemlerden biridir.

Herkes için bir rehber olması dileğiyle...