Molla Sadeddin, 13. yüzyıl Aksaray’ının dört yüz talebe okutan saygın bir âlimiydi. Ancak Horasan erenlerinden Hacı Bektaş-ı Veli ile karşılaşması, tüm hayatını değiştirecekti. Bu eser, ilmi kibrini bir kenara bırakıp gönül yoluna giren bu âlimin, Hacı Bektaş dergâhında bir dervişe dönüşümünü anlatıyor. Nefsiyle imtihanları, bir kazanda kaynatılarak manen yeniden doğuşu ve sonunda ‘Said Emre’ adıyla bir gönül eri haline gelişi, Yunus Emre’nin izinden giderek Anadolu tasavvuf geleneğinin en önemli isimlerinden biri olmasının hikayesidir.                            Tanıtım Metni
13. yüzyıl Anadolu’su Moğol istilası, siyasi kaos ve toplumsal buhranlarla sarsılırken, manevi bir uyanış da filizleniyordu. Bu eserde, Aksaraylı bilge Molla Sadeddin’in, Hacı Bektaş-ı Veli’nin manevi potasında ilimden irfana, kibirden tevazuya geçişine tanıklık edeceksiniz. Hacı Bektaş’ın ünlü eseri Makalât’ı Türkçeye çeviren ve Yunus Emre’nin en yakın takipçisi olarak kabul edilen Said Emre’nin, şiirleri, menkıbeleri ve hayat felsefesi dönemin sosyo-kültürel dokusu içinde ele alınıyor. Anadolu’yu aydınlatan bir gönül erinin nefes kesen dönüşüm hikâyesi.