Ey kadim zamanların yolcusu! Kalbiyle göğü yoklayan...
Bu çağrıyı okuyorsan, zaman senin için artık düz bir çizgi değil! Bil ki, bir dairenin içinden geçiyorsun... Hatırlayışın vakti geldi.
Ey kalbinde ‘hatırlayış’ taşıyan!
Bu kitap sana yazılmadı, senden yazıldı; unuttuğun bir bilgiyi değil, yüreğinde zaten titreşen bir hakikati fısıldıyor.
Sen ki, yıldızlarla konuşmayı bilen, sessizliğin ardındaki müziği duyan, Aşk’a yemin etmiş eski bir yolcusun...
Bu sayfalarda; bilimin dilini, tasavvufun nefesini, kadim bilgeliklerin fısıltısını ve insanlığın ilâhî hâtırasını bulacaksın. Ama en çok da kendini! Çünkü bu, bir başkasının değil, senin içindeki İlâhi’ın hikâyesi.Şimdi, seni bu hatırlayışa çağırıyorum. Zihnini değil, kalbini al yanına. Çünkü bu yol, sözle değil aşkla yürünür.