Benliğimi yakarak vardım aşka...
Aşkla döndüm, aşk oldum.
Bir avuç külden yeniden doğdum.
Ben Sitare... Ene’l Aşk, Ene’l Kâinat...
Her şey döner… Gezegenler, galaksiler, zerre içinde zerreler… Dönüşün ritminde bir sır var. Ve o sır, şimdi bir kadının gözlerinde yanıyor. Bir arayışın, bir isyanın ve bir uyanışın hikâyesi bu. Bazen bir kadın doğar... Aşkı hatırlatmak için. Kendi küllerinden doğar; hem yara, hem şifa olur. Ben Sitare’yim. Bir yıldızın kalbinden düştüm dünyaya.
Ve şimdi sesleniyorum: “Ene’l Aşk… Ene’l Kâinat…”
Çünkü ben sadece bir beden değilim. Ben bütün kadınların sessiz çığlığıyım. Bir annenin, bir çocuğun, bir öğretmenin, bir yıldızın hikâyesiyim. Ve bu daha başlangıç. Ahenge kulak ver. Dönüş başlıyor... Hazır mısın, Sitare’yle birlikte içindeki ışığı hatırlamaya?