Paris’in hızla büyüyen mahallelerinde yükselen yeni apartmanlar, yalnızca taş ve harçtan değil, ihtiraslardan, yoksulluk ve açgözlülükten de inşa edilir. İnsanların tutkuları, arzuları ve hırsları bir binanın katlarına dağıtılır; kimi için yükseliş kimi için çöküş anlamına gelir. Zola, bu romanda modern şehrin gölgesinde ailelerin, komşulukların ve sınıfların çatışmalarını acımasızca gözler önüne serer. Doğal gerçekçiliğin ustası, toplumsal panoramayı en sarsıcı ayrıntılarıyla yakalayarak edebiyatın sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Tıpkı Germinal’de emeğin karanlık derinliklerini, Nana’da arzunun yıkıcı yüzünü açığa çıkardığı gibi, Apartman’da da modern hayatın görünmez çatlaklarını açığa çıkarıyor.